Termal Su Kaynakları Hakkında Bilgi
Yeraltı sularının kendiliğinden yüzeye çıktığı yerlere kaynak denir. Bunlardan bazıları dış koşullardan etkilenerek soğurlar. Sıcak olanlar ise fay hatlarının üzerlerinde (yakınlarında) yer alır. Dünyanın merkezine daha yakın oldukarı için çok sıcaklardır ve yüzeye çıkana kadar da fazla soğumazlar.Mineral bakımından zengin oldukları için bunlara kaplıca, içme, ılıca gibi adlar verilir. Tuz, kükürt, demir, karbondioksit ve iyot içerebilirler. Bulundukları yere göre bazı özellikleri değişse de genelde benzer yapıya sahiptirler.
- Toplumlar, termal su kaynaklarını hastalıkları tedavi etmek için terapi şeklinde kullanmışlardır. Her hastalık için farklı kaynak suyunun kullanıldığını görebiliriz. Uzun süredir kullanılan bu yöntem, güvenilirliğini kanıtlamıştır.
- Yerin merkezindeki ısı enerjisi, kötü bir iletken olan yerkabuğundan gayet yavaş bir kondüksiyonla yeryüzüne doğru akmaktadır. Bu yavaşlığa rağmen dünyanın her yıl ısısından 250x105 kcal kadarını bu yolla kaybettiği tahmin edilmektedir. Kaybedilen bu ısı enerjisinin 35.7 milyar ton taşkömüre eşdeğer olduğu bu miktarın ise dünyanın yıllık enerji üretiminin 5-7 katı düzeyinde olduğu hesaplanmıştır (Şimşek ve diğ., 1981).
- Diğer yandan dünyadaki toplam jeotermal enerji potansiyelinin 5x1020 ton taşkömüre eşdeğer olduğu tahmin edilmektedir. Ancak bugün için ekonomik bakımdan işletilebilir maksimum derinlik olan 3 km içerisinde yerkabuğu bu potansiyelin küçük bir bölümünü içerir. Dünya jeotermal akışkanından elde edilebilecek toplam enerji miktarının 1980-2050 yılları arasındaki dönem için en az 100 milyon ton kömüre eşdeğer olacağı tahmin edilmektedir (Şimşek ve diğ., 1981).
- Yerin derinliklerinde varolan bu ısı kaynağı henüz soğumamış bir mağma kütlesi veya genç volkanizmayla ilgilidir. Yeraltına sızan meteorik sular, burada gözenekli ve geçirimli özelllikleri bulunan hazne kayalarda toplanır. Hazne kayalar üzerinde geçirimsiz örtü kaya vardır. Isı bu şekilde yerkabuğunun kırık ve çatlakları boyunca dolaşan sularla yeryüzüne aktarılabildiğinden, hidrotermal sistemler sözkonusu olur. Yerkabuğu içinde doğal su dolaşımına izin verecek nitelikte kırık yoksa ve yine de ısı birikimi varsa oluşturulacak yapay kırıklar içinde dolaştırılacak akışkanlarla yine enerji elde edilmesi mümkündür. Bu sistemlere kızgın kuru kaya denmektedir (Şimşek ve diğ., 1981; Armstead, 1983; Edwards ve diğ.,1982; Lee, 1957, Jassop, 1990).
- Jeotermal kaynaklar akışkanların sıcaklıklarına ve taşıdıkları ısı enerjisine bağlı olarak düşük entalpili (akışkan sıcaklıkları 160 °C’den küçük), orta entalpili (akışkan sıcaklıkları 160 °C - 190 °C arasında), yüksek entalpili (akışkan sıcaklıkları 190 °C’den büyük) olarak ayrılmaktadırlar. Düşük ve orta entalpili kaynaklar özellikle ısıtma amaçlı kullanılırlar. Orta entalpili jeotermal akışkanın elektrik enerjisi üretiminde kullanımı için yeni teknolojilerin kullanımı şarttır. Düşük entalpili akışkanların kaplıca-termalizm uygulamaları önemlidir. Yüksek entalpili akışkanlar ise; elektrik üretimi ve buna bağlı entegre diğer işlerde kullanılırlar (Ültanır, 1990).
- Tarihsel çağlarda sadece sağlık amacıyla kullanılan jeotermal enerjiden ilk olarak 1904 yılında İtalya’da elektrik üretimi gerçekleştirilmiştir. Dünyada son yıllarda jeotermal enerji kullanımı çok gelişmiş 1981 verilerine göre elektrik üretimi 2462 MW’a ve endüstriyel uygulamalar ve ısıtmacılıkta 6298 termal MW’a ulaşmıştır.